2022’ye Atlarken

Bir yılı daha geride bırakıyoruz. Miladi takvimle yeni bir yıla daha giriyoruz. Bize “hayırlı olsun” demek düşer.

Aslında yılbaşı gecesi bizi ilgilendirmiyor. Böyle bir geceye saygımız da yoktur. Çünkü köken itibariyle bize ecnebidir, yabancıdır ve iş bize kaldığı gün muhakkak kaldırılacaktır.

Bir konu yanlış anlaşılmasın; O gece bütün tv'ler özel ve kendilerince güzel programlar sunmak istiyorlar. Biz de bu özel yayınlardan işimize geleni seyredebiliriz. Kim ne yapıyor, basit ve gereksiz bir merakla zapping de yapabiliriz, geceye ilgimiz işte bu kadardır.

Zaten yılbaşı ve Noel Baba efsanesi büyük bir yalandı, balonu söndü; bu gecenin ne hıristiyanlıkla, ne de Yahudilikle bir alakası yoktur. Sadece mal satmak isteyen açıkgözlerin bir maniplesi, bir saptırmasıdır, o kadar.

Zaten öteden beri yılbaşı, zevk, keyif ve şehvetlerine düşkünlerin gecesi olmuştur. Ciddi insanlar bu geceye neden saygı duyacaklar ki?

Belki de yılbaşı en çok gerçekte iş adamlarını ve muhasebecileri ilgilendiriyor. Bir de devlet bürokrasisini elbette. Ne kadar kazanmış ya da kaybetmişlerdir işlerinde? Ne kadar kâr veya zarar vardır?

Ve ne kadar zekât vermeleri gerekecektir?

Bunun muhasebesini yapacak, bunun değerlendirmesini alacaktır ilgililerinden. Devlet de genel bütçeyi değerlendirecektir elbette ilgili insanlarıyla.

Bize göre yılbaşı bunu gerektirir.

Sonuçta insan elbette, zamanını, ömrünü, iman ve salih amelle, hakka sahip çıkarak ve destek vererek yaşamışsa, hüsrandan, zarar ve ziyandan kurtulacaktır. Değilse, mahvolmuş demektir!

Asıl bunun muhasebesi yapılır böyle günlerde.

Leblebici dükkânlarını dolduranlar, anlaşılıyor ki bu kurtarıcı muhasebeden uzaktırlar.

İşte asıl hüsran bu gaflette!

30.12.2021