Başta gözler olmak üzere organlarını günah işlemekten koruyanların yüzlerinde nurlu bir hayâ perdesi olur. O perde kimde varsa, çok tatlı bir yüze sahiptir. Hayâ perdesinin yırtılması da bir takım karanlıkların yüze sinmesi demektir. Bunu gençlerimize zamanında öğretmemiz gerekir. Yoksa yırtılan hayânın yenisi yok gibidir.
Bir fincan kahve kadar az da olsa iyilik gördüğün insanı ve iyiliğini unutma, onu aklında, gönlünde yaşat, o iyilik ve ikram adına o adama saygılı davran, yeri gelirse daha güzeliyle karşılık vermeye çalış. İnsanlık, adamlık bunu gerektirir.
Günümüz Müslümanına düşen, yeri gelince “hayır” diyebilmektir. Bunun için gereken maddî ve manevi gücü önceden bulundurmaktır. Rûhu kurtarmaktır tutsaklıktan. Sığıntı Müslüman görüntüsünden kurtulmaktır.
Ramazan Hocam özellikle fıkıh alanında yoğunlaşmıştır demiştik. Bilgisini öğrenciler yanında halkla da paylaşır. Ramazan ayında camilerde vaaz ederek ve bazı radyolarda sohbet ederek, değişik vakıflarda seminerler vererek halk eğitimine katkı sunar.