Önce itikad ehl-i sünnete göre sahih bir itikad olmalı. Bid’ad itikadlar, bir sebeple Allah Teâlâ af etmezse, insanı cehenneme götürebilir. Yazık olur Müslümana.
Sonra fıkıh öğrenmeliyiz. Yani dinimizin ameli kısmını. Bireysel ve sosyal hayatta uygulanan karşılıklı ilişkilere dair kanunları. Yani “muamelât”ı. Yaygın kullanımı ile helal ve haramı. Kendi bütünlüğü içinde “İslam hukukunu” bir yerde. Ve İslam ahlakını iyi öğrenmeliyiz. Buna “ilim elde etme” diyoruz.
Sonra bu öğrendiklerimizi ihlasla amel etmeli, Allah rızasını tahsil için içtenlikle yerine getirmeliyiz. Bilgi amele dönüşmezse değeri düşer. Uygulanmasa da ilim öğrenilmelidir. Bu Peygamber Efendimizin (sav ) tavsiyesidir. Bununla beraber bazen Peygamber Efendimizin (sav ) “uygulanmayan ilmin kişiye vebal olacağını” bildiren hadisleri de vardır.
Daha bitmedi. Bir görev de öğrenip yaptıklarımızı başkalarına da anlatmak, dine davet ve tebliğ yapmak, bunun önüne engel konmuşsa, açmak için gereği neyse, mal ve canı ortaya koyarak onu yapmak. Yani cihad.
İslam ancak böyle bir bütün halinde yaşanmalı ve yaşatılmalıdır. Elbette bunun bir gereği, Müslümanların yaşadığı toplum ve devletin de İslam olması zaruretidir.
İşte bizim sorumluluğumuz.