İslam ahlakçıları kötü huyların da bulaşıcı hastalıklar gibi sirayet ettiğini söylerler.
Onun için de “kötü kişilerle beraber olmayın, özellikle de kucaklaşmayın, kalp kalbe oturmayın” derler.
çünkü kapkara kalplerden karşıdaki kalblere kir akarmış.
İyilerle olan beraberlikler ve karşı karşıya oturmalardan da nur yansırmış gönüllerden gönüllere.
Buna tasavvufta “in’ikas” ve “insibağ” diyor erenler. “Yansıma” ve “Boyasına Boyanma” diye çevirebiliriz herhalde.
Kur’an-ı Kerimde onca ayet var iyilerle beraber olmaya, zalimlerden kalbi ve kalıbı korumaya dair.
Boşuna değil bu emirler, tavsiyeler…
Kaldı ki hassas insanların hissedeceği, içinde duyup farkına varacağı şeylerdir bunlar.
Şarkılarda, türkülerde bile var “gönülden gönüle bir gizli yol” bulunduğu, “kalp kalbe karşı” olduğu gerçeği…
Kaba ve katı kalpler, ham ruhlar, eskiden güler geçerlerdi böyle bilgilere.
Ama artık gülemeyecekler, çünkü insandan insana geçen pozitif ve negatif ışınların, enerjilerin resmini bile çekiyorlar artık.
* * *
Ruhlar da ordular gibidir. Benzerler sevişir, aykırılar ayrılırlar.
Buna inanmıyorlarsa o kara ruhlar, gidip bir dindar müslümanın yanında biraz otursunlar, içlerinin nasıl sıkıldığını anlarlar.
Peki bu kötüler, iyilerle oturmaktan niçin sıkılırlar?
Kimileri ”Ne Şam’ın şekeri, ne Arabın yüzü” diye neden söylenir durur?
* * *
Bütün bunları niçin mi anlatıyorum?
Yakında bölgemizde çok yoğun kötü havalar, hatta fırtınalar, kasırgalar esecek, çok yoğun kirler akacak kimi kalplerden kimi kalplere.
Rüzgarlar bize kadar ulaştırabilir, radyasyondan beter bu kirlilikleri, aman dikkat ediniz…
çünkü “Allah’ın Belası Devletin” başındaki Allah’ın belası başkanı Ortadoğu’ya geziye çıkıyor.
Şeytanlar günlerdir karşılama törenleriyle meşgul…
Herhalde İblis büyük bir şilt hazırlıyordur…
öyle bir bela ki, iktidara geldiği günden beri İslam coğrafyasına kan ve gözyaşından başka bir şey vermedi…
Bastığı şöyle dursun, baktığı yeri bile kasıp kavurdu.
İşte yangın yeri Afganistan, Pakistan, Irak, Filistin, Lübnan. İşte diken üstünde Türkiye, Suriye, Suudi Arabistan, Mısır, Libya ve daha başkaları…
En büyük amacı Müslümanlara acı ve ızdırap çektirerek yok etmek…
Arkasında binlerce ırzına geçilmiş kadının, izzet ve şerefi ezilmiş erkeğin, anasız babasız kalmış aç ve hasta öksüz ve yetim çocuğun göz yaşları ve feryatları var…
Baktığı her yerde savaş var, darbe var, suikast var, kardeş kavgası var, katliam var…
Ne Firavun, ne Nemrut onun kadar İslam ve Müslüman düşmanı değillerdi herhalde.
* * *
Aman dostlar onun yüzüne bakmayın gazetelerde, televizyonda görüntüsü çıktığında odanızı değiştirin, hiç olmazsa yüzünüzü, hatta yönünüzü çevirin başka bir yere…
İster istemez görürseniz, üstünüzü başınızı silkeleyin lanet tozlarından, gidin yüzünüzü yıkayın, abdest alın da açılın. Kirli hava ve lanet radyasyonu boğmasın sizi. Daha da açılamazsanız çaresiz bir boy abdesti alın da ruhunuzu arındırın…
Bari beddua edin zalimlere, elinizden başka bir şey gelmiyorsa. Bu da bir sadakadır.
Hem de bedavadan bir sadaka.
Evet, George W. Bush Ortadoğu’ya geziye çıkıyormuş. Herkes bu felakete karşı tedbirini alsın, tayakkuzda olsun.
Allah bu delayı da selametle savuşturmaya muvaffak eylesin hepimizi.