Davetçi demek, cesur ve Korkusuz olmak demektir.
Ancak bu, iman, akıl ve duygu oranlarını içinde dengeli bir şekilde bulunduran bir cesaret ve kahramanlıktır.
Evet, davetçi , gerekirse tek başına bütün dünyayı iman ettiği hakikatlere davet edebilmek için kendini feda edebilir.
Davasına olan imanı ve azmi, aynı zamanda bu davadan faydalanmalarını istediği insanlara olan şefkat ve merhameti bu fedakârlığı gerektiriyor.
Davasına bu derecede imanı olan azimli bir davetçi, aynı zamanda bütün bir varlığa sevgi ve şefkat duyuyorsa, bunu temin eden o davasını insanlara sunmaktan asla kaçınamaz, gereğini seve seve yapar.
hem de kimseye minnet etmeden, kimseden bir fayda da beklemeden.
Çünkü onun hesabı bu bakımdan sadece Allah iledir. Beklentisi sadece O'ndandır.
O da kulluğa kabulü ve hoşnutluğundan başkası değildir.