İmanımızı Sorgulamalıyız

İman, Hz. Peygamberin Allah’tan getirdiği hüküm ve haberleri, dil
ile ikrar, kalp ile tasdik ve azalarla uygulamaktır.

Bu tanıma göre Müslüman,  Hz.
Peygamberin Allah’tan aldığı haber ve hükümleri dili ile söyler, kalbi ile tereddütsüz
tasdik eder ve elinden geldiği kadar tasdik ettiği haber ve hükümleri yaşamaya,
uygulamaya çalışır.

Sahabe böyleydi. Peygamber Efendimizden duyduğu, öğrendiği her şeyi
ellerinden geldiği kadar tereddütsüz uygulamaya, yaşamaya çalışıyorlardı.

Hz. peygamberin ashabı, peygamber efendimize öyle inanmışlardı ki,
İnançlarını, ahlaklarını ve sosyal hayatlarını tereddütsüz değiştirmişler ve
yeni bir kimlik ve kişilik kazanmışlardı.

Ya bizler, Müslüman olduğunu söyleyen bu günün insanı, bizler ne
yapıyoruz?

Bu gün bizler günlük yaşayışımızla, düşünce yapımızla, başkaları
ile olan ilişkilerimizde ne kadar Müslüman’ız?..

Kendimizi, sosyal hayatımızı, insani ilişkilerimizi gözden
geçirmemiz gerekir. Bu günkü Müslümanlar bu halleriyle İslam’ın adına leke sürüyorlar.

Bugün düşünce yapımızla, kılık- kıyafetimizle, muamelelerimizle,
sosyal yaşayışımızla İslam’dan o kadar uzağız ki…

Müslüman imanı, ahlakı, düşüncesi, muamelesi, kılık- kıyafeti
kısaca her şeyi ile farklıdır. Onu görür görmez tanırsınız.

Bugün en büyük problemimiz İslam’ı bilmediğimiz halde bildiğimizi
sanmamızdır. Sözde Müslümanların çoğu batı kültürü ile yetiştiği için, dini bir
vicdan meselesi zannediyor. Onlara göre din, sosyal hayata, kılık- kıyafete,
kültüre sanata karışmaz.

İslam hayat nizamıdır. İmanımızı, ahlakımızı, hukukumuzu, sosyal
hayatımızı, kısaca her şeyimizi İslam belirler.

Uzun yıllardır maalesef gerçek bir İslami eğitim ve öğretim
yapılamamaktadır. Bilmeden, öğrenmeden yaşamak mümkün değildir.

Biz Müslümanlara düşen İslam’ı doğru bir şekilde öğrenmek ve onu
hayatımıza tereddütsüz uygulamaktır.