Deprem öncesinde Türkiye tam bir kuşatılmışlık İçindeydi. Stratejik ortaklıktan en büyük düşmanlığa terfi eden ABD güneyden batıdan ve kuzeyden bizi kuşatmaya çalışıyordu. Rusya tehlikesinden korkarak girdiğimiz NATO, bizim için Rusya'dan daha büyük bir tehlike oluşturuyordu. Büyük bir ihtimalle ahmak Yunan idarecilerini kışkırtarak suya atacak, 12 mil sevdasıyla harp ateşini yakacaklardı.
Çünkü bu hızla büyüyen Türkiye bir yerde durdurulmazsa, daha önü alınmaz duruma gelebilirdi. Bu ise sadece kendilerini değil, bütün yakın coğrafyayı etkilerdi. Çıkarları için katliamdan kaçınmayan emperyalist kafirler, bu ülkeyi savaşa sokmaktan asla kaçınmazlardı. Kendileri için ölecek bir enayiler ordusu bulduklarında bunu mutlaka yaparlardı.
Aklıma öyle geliyor ki bu büyük deprem, bu korkunç felaket, böyle bir savaşı şimdilik durdurdu. Zira dünya kamuoyuna bu durumda Türkiye’ye savaş açmayı anlatamazlar!
Eğer öyleyse, deprem şerrinden, savaştan kurtulma gibi bir hayırla çıktık.
Büyük Velinin “Hak şerleri hayreyler” demesi de bu olsa gerek!
Batı, bu savaştan vaz geçer mi?
Asla! Ama sinsice bekler uygun zamanını.
Biz ise zaman kazanırız. Eğer Türkiye savaşsız bir on yıl daha böyle geçirebilirse, kalkınan ülkesi, düzelen ekonomisi, tamamlanan silah sanayisi ile caydırıcılığı artacak, düşmanları ona savaş açmayı iki kere düşünür olacaklardır.
İnşallah!