Her geçen gün milli ve manevi
değerlerimiz kayboluyor. Özellikle gençlerimizin milli ve manevi değerlerimizi
yeterince önemsemediğini görüyoruz.
Milleti millet yapan değerler, o
milletin dini, dili, kültürü ve vatanıdır. Bu değerlere sahip çıkmadan, korumak için
gerekli çabayı göstermeden sorumluluğumuzu yerine getirmiş olamayız. Ülkemize
bir bakalım. Bu millet hangi dine mensuptur? Günlük ve sosyal hayatımıza bir bakın kaç
insan namaz kılıyor, kaç insan helale-
harama dikkat ediyor?
Aynası iştir kişinin lafa
bakılmaz demiş atalarımız. Eğer bir insanın kılığı kıyafeti, yediği, içtiği,
davranışları, ahlakı, düşüncesi, muamelesi İslam’a uygun değilse o insanın Müslümanlığına
ne kadar itibar edebiliriz.
Peygamberimiz zamanında hüküm
bildiren bir âyet geldiğinde sahabe
anında o hükmü uyguluyor, uygulamakta tereddüt bile etmiyordu.
Hz. Aişe validemiz anlatıyor: ”
Tesettür âyeti gelmişti. Bir kısım ashab inen âyeti çevreye duyurdular. Ertesi
sabah bütün Ensar ve Muhacir hanımlarının mütesettir olarak namaza geldiklerini
gördüm. Hayret ettim ve namazdan sonra onlara sordum. Siz bu elbiseleri nasıl
temin ettiniz? Onlar “ biz sabaha kadar uyumadık ki” diye cevap verdiler.”
Bir de Enes b. Malik’e kulak
verelim: “ Bir kısım sahabe çölde
oturmuş içki içiyor eğleniyordu. Bir münadi atına binmiş olduğu halde süratle
üzerimize doğru geldi ve içkiyi yasaklayan âyeti okudu. O anda bazı sahabe kadehini dolduruyor,
bazıları da ağzına götürüyordu.
Âyeti işitir işitmez hepsi ellerindeki kadehi yere döktüler. Hiç kimse bir yudum daha
içmedi”
İşte gerçek iman, gerçek
teslimiyet, gerçek Müslümanlık bu olsa
gerektir. Ya bu günün insanı. Hocalar
yüzlerce defa İslam’ın yasaklarını, yasaklarla ilgili ayetleri okuduğu halde hiç kimse bildiğinden şaşmıyor,
yanlışından geri dönmüyor. Öyle zannediyorum ki, asrımızın en mühim meselesi
iman zayıflığıdır. Açıkça inkâr
etmiyorlar ama imanın gereği amelleri de yapmıyor, yerine getirmiyorlar.
Yabancı milletleri taklit etmekte
asla tereddüt etmiyor, gördüklerini, öğrendiklerini anında uyguluyorlar. Bunu yapanların aslında kime inandıkları çok açık. Bir İnsan Allah’a itaat edeceği yerde başka milletleri taklit ediyor, modaya uyuyor,
modanın peşinde koşuyorsa düşündürücü
değil mi?
Sahabenin Kur’an’ı harfiyyen günlük hayatına uyguladığı
gibi, günümüz insanlarının çoğu da modayı harfiyyen uygulamaya çalışmaktadır. Bunu
yaparken de yaptığı işin İslâm’a uygun olup olmadığına bakmamaktadırlar.
Netice olarak her geçen gün
imanımız zayıflamakta dolayısı ile milli ve manevi değerlerimiz kaybolmaktadır.
Eğer güçlü bir millet olmak istiyorsak
bu değerlerimize sahip çıkmalı ve gençliğimize milli ve manevi değerlerimizin
önemini kavratmalıyız.