İslam dini, insanı mutlu etmek için sunulan ilâhî bir nimet, semâvî bir sofradır. Onda iman ve ibadet, hukuk ve ahlak, helal ve haram, cennet ve cehennem, hüzün ve tefekkür olduğu kadar, yeme ve içme, gezme ve tozma, gülme ve eğlenme, sohbet ve şaka da vardır. Biz insanları, belli ölçüler ve ilkeler içinde, hem bu dünyada hem de ahirette onları mutlu edecek, böyle canlı, heyecanlı, neşeli, güldüren ve eğlendiren bir dine davet ediyoruz. Asla insana, hayata ve nimetlere küsmüş, gülmeyi ve eğlenmeyi unutmuş, asık suratlı bir dine değil.
Bu kitap iki bölümdür. İlk bölümde şakanın ilmî tahlillerini yaparak çeşitli yönlerden İslam ile ilgisini inceledik ve yer yer kendi tecrübemiz ve hatıralarımızı da katarak konuyu değişik açılardan işlemeye çalıştık. İkinci bölüm ise asr-ı saadette gerek Sevgili Peygamberimiz (sav)’in, gerekse ashâb-ı kiramın yaşamış olduğu şaka, mizah, latife ve nükteleri anlattık ve yer yer kısa tahlillerini yaptık.
Mizah, her toplumun kültür, örf ve adetlerine uygun olarak yapılır. Bundandır ki, bir toplumda mizah kabul edilen bir şey diğerinde edilmeyebilir. Bu yüzden, on dört asır önce yaşamış Müslümanların şakalarını, mizah, nükte ve esprilerini değerlendirirken bunu dikkate almalıyız.
Kitaba emeği geçen herkese teşekkür eder, insanlık için faydalı olmasını dilerim.