Dinler, Tanrı anlayışları, sosyolojik, tarih, coğrafya vb. açılardan dinler tarihi bilimi bazında değişik tasniflere tabi tutulmuşlardır. Ancak Kur’an, dinleri “Hak” ve “Batıl” diye ikiye ayırır. Batıl dinler, bütün çeşitleri ile tek bir dindir ve hak din karşısında küfrü ve inkarı temsil ederler. Kur’an’ın kesin ifadesine göre Allah katında geçerli tek din İslam’dır ve her kim İslam’dan başka bir din, bir yaşama biçimi benimser ve yaşarsa, Allah tarafından o, asla kabul olunmayacaktır.
İslâm âlimlerinin dinler tasnifi temelde Kur'an'a dayanır. Allah katında din bir tanedir, adı da İslam’dır. Acaba batıl da olsalar başka dinlere de “din” diyebilir miyiz?
Bazı âyetlerde İslâm için "Allah katındaki din", "dosdoğru din" "hak din, tabirleri yer alırken bu son âyetlerde bütün dinlerden, Âl-i İmrân sûresinin 85. âyetinde de İslâm'dan başka dinden söz edildiği, böylece İslâm dışındaki inanç sistemlerine de din denildiği görülür. Bu yüzden “hak din sadece İslam’dır” demek elbette doğrudur ama “sadece İslam’a din denilir” sözü de yersiz ve biraz aşırılık olabilir. Nitekim yukarıda Kafirun suresinin son ayetinin “sizin dininiz size, benim dinim banadır” şeklindeki ifadesine dayanarak bunun ümkün olacağını ifade etmiştik.
Buna göre dinleri şöyle tasnif edebiliriz:
1- Hak Din İslam: Allah’ın gönderdiği biricik din.
2- Batıl Dinler: Kaynağı insan düşüncesi olan, beşer aklından çıkmış batıl dinler.
Batıl dinler de kendi içinde ikiye ayrılır:
1-Kökten Batıl Dinler: İlâhî vahye dayanmayan, kaynağı tamamen insan düşüncesi olan batıl dinler.
2- Muharref Dinler: Aslı hak din İslam iken sonradan insanlar tarafından bozularak değiştirilen ve batıla dönüştürülen dinler. Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi.
3- Karma Dinler: Dünyanın doğusunda ve batısında bazı iyi veya kötü niyetli kimi akıllı veya sivri zekalı kimseler, dinin vazgeçilmezliğini görünce, kendilerince her dinden en beğendikleri hususları toplayarak veya kendi kafalarından güzel kaideler koyarak insanlara yeni ama “karma” bir din sunmaya çalışmışlardır. Bu insanlar mevcut dinlerin kendilerince en iyi yanlarını alarak, akla mantığa uygun, ferdin ve cemiyetin sıhhat ve saadetini gerçekleştirecek, devlete ve topluma düzen, adalet, eşitlik ve ahenk getirecek yeni bir din ortaya koyma düşünce ve çabasında olmuşlardır. Doğuda bazı dinlerin oluşumu da böyledir.
Çok Çeşitli Bir Tasnif
Son zamanlarda özellikle de batı dünyasında yapılan dinler tarihi üzerineki ilmî araştırmaların verileri dikkate alınarak dinlerin değişik açılardan yeni tasnifleri yapılmıştır. Bu bizim dinler hakkında söylediğimiz gerçekleri hiç değiştirmez ama batıl dinleri anlamada bunların başlığını görmek bile fikrimize bir zenginlik katabilir. Madem ki konumuz dinlerin çeşitleri üzerinedir, öyleyse açılımına fazla dalmadan bunları kısaca yazalım.
Yakın zamanlara kadar dinler, inançlarına göre tasnif edilirdi:
1- Tek tanrılı dinler.
2-
Çok tanrılı dinler.
Günümüzde bu çeşit tasnifi uygun bulmayanlar vardır. Zira bu tür tasnifler bütün dinleri kapsamamaktadır.
Tanınmış din sosyologlarından Joachim Wach, dinleri ikiye ayırır:
1- Kurucusu olan dinler.
2- Geleneksel dinler.
Schimmel'İn tasnifi ise şöyledir:
1- İlkel dinler: İlkel kabile dinleridir
2- Millî dinler: Millî dinler, genellikle bir kurucusundan söz edilmeyen, sadece bir millete mahsus olan geleneksel yapıdaki dinlerdir (eski Yunan, Mısır, Roma dinleri gibi). Ancak bazan millî dinden bir dünya dini çıkabilir. Meselâ yalnız yahudilere mahsus bir dinden Hıristiyanlık. Hindistan'ın millî dinî yapısından Asya'nın büyük bir kısmına yayılan Budizm doğmuştur.
3- Dünya dinleri: İslâm da bir dünya dinidir
Gustav Mensching de dinleri üçe ayırır:
1- Tabiat dinleri: Tabiat dinleriyle tabiattan etkilenen insanların çok tanrılı, daha doğrusu çok cinli dinlerini kasdetmektedir.
2- Halk dinleri: Halk dinleri medenî milletlerin dinleridir. Eski Yunan, Roma, Bâbil, Mısır, Hint Çin. Cermen halklarının dinleri bu kategoriye girer.
3- Dünya dinleri: Dünya dinleri bir kurucuya dayanan, belirli bir topluluğun tarihî ve kültürel sınırlarını aşmakla halk dinlerinden esasta ayrılan dinlerdir. Bunlarda fert ön plana geçmektedir.
Dinlerin tasnifinde coğrafî durumu ön plana çıkararak büyük dinler için üç bölge tesbit edenler de vardır:
1- Ortadoğu veya Sâmî grubu: Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm.
2- Hint grubu: Hinduizm, Budizm, Jainizm.
3- Çin-Japon grubu: Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Şintoizm. Bu dinlerden birinin başka bir bölgeye yayıldığını veya bazı siyasî etkiler sonucu sinkretist dinî-siyasî hareketlerin oluştuğunu görmek mümkündür. Meselâ Hindistan'da İslâm İle Hinduizmin birleştirilmesinden Sihizm, Çin'de Taoizm ve Konfüçyüsçülük ile Budizm'in karıştırılmasından Ch'an (Zen) Budizm doğmuştur. Bahâî hareketi ve Japon Budizmi de sinkretist dinlerdendir.
Dinler tipolojik, morfolojik, fenomenolojik özellikleri göz önünde tutularak da tasnif edilebilir. Öte yandan halk dinleri/dünya dinleri, vahye dayanan dinler/tabiî dinler, ilkel dinler/gelişmiş dinler, kurucusu olan dinler/olmayan dinler, kutsal kitabı bulunan dinler/bulunmayan dinler, misyonerliğe yer veren dinler/buna lüzum görmeyen dinler (ihtida kabul eden dinler/etmeyen dinler), geçmişin dinleri/günümüzün dinleri, bir bölgeye veya kıtaya münhasır dinler/başka bölgeye veya kıtaya sıçrayan dinler, âhiret kavramına yer veren dinler/vermeyen dinler vb. şekilde daha dar tasnifler de yapılabilir.
Yine Tanrı kavramına göre tek tanrılı dinler (üç semavi din}, çok tanrılı dinler (eski Yunan ve Roma dinleri gibi), Tanrı'yı belirli bir şahsiyet olarak göstermeyen dinler (Hint-Uzakdoğu dinleri gibi), düalist dinler (Zerdüştîlik, Hinduizm gibi) şeklinde bir ayırım daha yapılmıştır.
Bütün bu bilgileri göz önüne alarak dinleri:
1- İlkel kabile dinleri,
2- Millî dinler,
3- Evrensel dinler şeklinde başlıca üç kısma ayırmak da mümkün gözükmektedir.
İslâmî kaynaklarda vahye dayanan dinler için "milel", bâtıl dinler için "nihal" kelimeleri de kullanılır. Ayrıca vahye dayanan dinler veya kısaca ilâhî dinlere son zamanlardaki mecazi adlandırma ile "semavî dinler" de denilmektedir. “Semavî” demek, semadan gelen anlamından ziyade yücelerden, ulvî bir makamdan gelen demektir. Yoksa haşa Allah semada oturmuyor. Halk arasında zaman zaman kullanılan “üstümüzde Allah var, yukarıda Allah var” deyimi de bu anlamdadır.
4- Gerçek din, Allah Teâlâ’nın peygamberleri vasıtasıyla insanlara duyurduğu emir, yasak ve hükümlerdir. İnsanlar bu ilâhî kanunun hükümlerine uydukları sürece doğru yolu bulmuş, hidayet üzere bulunmuş olurlar. Bunun sonucunda dünyada da, ahirette de mutluluğa kavuşurlar.
Sonuç itibariyle yeryüzünde halen yaşayan dinleri dört kısma ayırabiliriz:
1- Hak Din İslam.
2- Batıl Dinler.
3- Muharref Dinler.
Batıl dinlerden saydığımız “doğal dinler” ile “karma dinler” hakkında biraz sonra bilgi verilecektir. Bugün onlar artık cazibelerini kaybetmiştir ve yok hükmündedir. Şimdi geriye kalan din çeşitleri ile ilgili olarak bizim incelediğimiz konuya yetecek kadar bazı bilgiler verelim.