Her hukuk devletinin bir anayasası olur. Bizim tarihimizde ilk anayasa çalışması Peygamberimizin Medine’ye hicret ettiğinde orada yaşayan Müşrik Araplar ve Yahudilerle yaptığı anlaşma Kabul edilir.
Bu anlaşma yazılı olduğu için aynı zamanda dünyanın ilk yazılı anayasasıdır ve çok şükür bu belgenin metni elimizdedir. Bu metinle müslümanlar fiilen devletlerini kurmuşlardır. Gayr-ı müslimler dinî ve hukuki muhtariyete sahiptiler. Anlaşmazlıkta son çözüm, Allah Resulüür. Kendi aralarında muhtar olan kesimler, Medine’yi müşterek savunmak borcundadırlar.
Bir İslam anayasının en önemli özelliği, kanun koymada yetkinin asaleten Allah’a ve ona vekâleten Resulüne verilmesidir. Kanunlar Kur’an ve Sünnete dayanır. Bunlara aykırı kanun koyulamaz.
Devletin vazifesi İslam’ı icra ederek onun amaçlarını gerçekleştirmektir.
Devlet belli bir ırk, soy ve dil esasına göre değil, İslam ilkeleri üstüne inşa edilir. Müslümanlar tek millettir ve onların menfaat ve maslahatlarından devlet sorumludur.
Kanunsuz suç olmaz. Yargılanmadan kimse cezalandırılamaz.
Devlet başkanı akıllı, bilgili, işini görecek kadar sağlıklı ve erkek olmalıdır. Devleti halife, yani devlet başkanı yönetir. Ancak dilerse yetkilerinin bir kısmını bazı fert veya kurumlarla paylaşabilir. Bu konuyu az açalım mı?