Adını unuttum, aklımda kaldığı kadarıyla bir şair anlatıyor:
“Şiirimi utana sıkıla Tahiru’l Mevlevî’ye uzattım. Önce bir okudu. Sonra başladı yorumlamaya:
- Şu mısrasında şu ayete telmih var, bu beyit şu hadisten mülhem, şu mısra falana işaret, burada teşbihin şu çeşidi var…
Ben nihayet dayanamadım ve dedim ki:
- Üstadım, siz sayıp döküyorsunuz ama, benim aklıma bunlar hiç gelmemişti.
- Evladım, şiiri yazmak size, yorumlamak bize aittir.”