Yazılar

“Öcü Geliyor”

Bu bir psikolojik işkence değil mi? Aylardır her gün aynı terapiler:

“Türkiye kötü bir yere götürülüyor.

çok kötü bir yere götürülüyor...”

“Kimsenin kontrol edemeyeceği bir yere gidiyor.”

“Bir şeyler olacak..”

“çok yakında bir şeyler olacak…”

“Ayak sesleri geliyor, sağır mısınız”

“Sizi biz bile kurtaramayız”

Sizi bilmem ama, ben bu tür laflardan sıkıldım değil, tiksindim artık. “Kabak tadı vermeye başladı” değil, iğrendiriyor.

“Yeter artık” diye avaz avaz bağırıyoruz, duyan yok.

Bu bir psikolojik işkence.

“Din Bâsi”

“Din bâsi”nin aslı “din bahsi”dir. Ama Maraş’ta böyle meşhur ve bunun tarihî bir sebebi var:

Tarih 28 Ekim 1919. Fransızlar Maraş’ı işgal ediyorlar. Ermeniler törenlerle ve şenliklerle bu işgal kuvvetlerini karşılamak isterler. Her yerde olduğu gibi Maraş’ta da davul zurna işlerini abdallar güzel yaparlar. Şimdi onların mahallesinin adını onların isteği üzerine “Müzisyenler Mahallesi” diye değiştirdiler.

“Din Bâsi”

“Din bâsi”nin aslı “din bahsi”dir. Ama Maraş’ta böyle meşhur ve bunun tarihî bir sebebi var:

Tarih 28 Ekim 1919. Fransızlar Maraş’ı işgal ediyorlar. Ermeniler törenlerle ve şenliklerle bu işgal kuvvetlerini karşılamak isterler. Her yerde olduğu gibi Maraş’ta da davul zurna işlerini abdallar güzel yaparlar. Şimdi onların mahallesinin adını onların isteği üzerine “Müzisyenler Mahallesi” diye değiştirdiler.

Yaşamak Ciddi Bir İştir

İslam ciddi bir dindir.
ömür ve ölüm ciddi bir sınavdır.
Yaşamak ciddi bir iştir.

Müslüman ciddi bir insandır. Ciddi olmalıdır Müslüman. İslam’ın, İslam’ı yaşamanın, hayatı ve ölümün şakaya gelir yanı yoktur.

çünkü Allah Teâlâ’ya dost olmak veya dostluktan uzak bunmak ciddi bir iştir. çünkü ciddi sonuçlar doğur. çünkü cennet ciddi bir iştir. Cehennem ciddi bir iştir, şakaya gelmez bunlar.

Din Ve Toplum

Bilindiği gibi toplumlar, bireylerden meydana gelirler. Onun için toplumun saadeti, huzuru ve temizliği, bireyin saadeti, huzuru ve temizliğine bağlıdır. çürük tahtalardan sağlam bir gemi inşa edilemeyeceği gibi, bilgisiz, görgüsüz, huzursuz bireylerden de güzel bir toplum inşası mümkün değildir. “Ne olur inşa edilirse?” diyene, “denize girersen, görürsün”den başka ne denir?

İçinde yaşadığımız acı bir gerçek olduğu kadar, dinler tarihi, genel tarih ve sosyal bilimlerin de bize kesinlikle bildirdiği bir gerçektir bu. İslam, ta başından beri bu gerçeği insanlara ilete gelmiştir.

Laiklik Bana Ne Veriyor?

Ben Elhamdülillâh müslümanım. Hayatta en büyük amacım, dinimi öğrenmek, onu samimiyetle yaşamak, çoluk çocuğuma da öğretip yaşamalarını sağlamaktır.

çevremde yaşayan Müslümanların da öyle olmasını can-ü gönülden isterim. Hatta bırakın kendi halkımı, elimden gelse dünyada yaşayan herkesin onu tanımasını isterim.

Benimkisi sadece tanıtmaktır. Kabul ettirmek değil. çünkü bilirim ki bu Allah Teâlâ’nın işidir, O’nun kudret elindedir. Hidayeti O verir.

Din Ve Devlet

İçini dışını İslam ile arındıran insanın, çevresini de arındıracağı, çevresine de arı duru davranacağı kuşkusuzdur.

Toplumun temizliğinin en temel şartı, bireyin manevî temizliğidir. Toplumun huzuru, saadeti, itminanı, bireyinkilere bağlıdır. Bireyin iç temizliğini başarmalarının gerekli alt yapılarını, imkânlarını hazırlamayan bir toplum ve yönetim, dış temizlikte ne kadar çalışsa da başarılı olamaz.

Bu yüzden adil, dengeli, huzurlu ve mutlu bir toplum oluşturmak isteyen herkesi, bireylerin iç temizliğine giden yol olan din, alabildiğine ilgilendirmelidir.

Peygamberimizin Önderliği

Bilindiği gibi bu peygamberlerin sonuncusu, İslam dininin en son, en tam ve en olgun halini insanlığa tebliğ ile vazifelendirilmiş olan Hz. Muhammed (as)dir. Onun getirdiği Kur'an son kitap, Kur'an’ın emir ve yasakları olarak tecellî eden ilahî kanunlar ise, her müslümanı bağlayan en son ve en temel yasalardır.
Hz. Muhammed (sav), bu dini sadece tebliğ etmekle kalmamış, aynı zamanda mükemmel bir örneklikle yaşamış, bireysel ve toplumsal hayat için ortaya muazzam bir uygulama birikimi de koymuştur.

Kitaplarda Dinlenmek

İçinde yaşadığımız günlerde sanırım hepimiz de gerildik. Daha bir siyaset yoğun hale geldik. Gaflet ve dalalet cenahından gelen salvolar karşısında sinirlerimiz ayakta. Tebliğ üslubunu ihmal eder mi olduk ne?

Bunu aşmak için bir tavsiyem olacak kendime. Tabi alırsanız size de.

Kitaplarda Dinlenmek

İçinde yaşadığımız günlerde sanırım hepimiz de gerildik. Daha bir siyaset yoğun hale geldik. Gaflet ve dalalet cenahından gelen salvolar karşısında sinirlerimiz ayakta. Tebliğ üslubunu ihmal eder mi olduk ne?

Bunu aşmak için bir tavsiyem olacak kendime. Tabi alırsanız size de.

Sayfalar