Allah dostları da, nefislerindeki varlık ve benlik iddiâlarını bertaraf edip ilâhî azamet karşısında her an hiçlik iklîminde yaşadıklarından, kendilerini dâimâ “abd-i âciz / Allâh’ın âciz kulu” olarak görmüş ve böyle ifâde etmişlerdir.
Ve genci elinden tuttuğu gibi halvet odasına çekiyor. Orada nazarlarını gence mıhlayıp kalpleriyle kalbine yöneliyorlar. Biraz sonra gençte bir değişiklik başlıyor. Genç hem zahirde ve hem bâtında Azizan hazretlerinin aynı olarak meydana çıkmaya başlıyor. Bu hal tam 40 gün devam ediyor ve 40. gün genç, altına girdiği yükün ağırlığından beka âlemine göçüyor. Fakat muradına ermiş ve ebedî saadete erişmiştir.
Ve genci elinden tuttuğu gibi halvet odasına çekiyor. Orada nazarlarını gence mıhlayıp kalpleriyle kalbine yöneliyorlar. Biraz sonra gençte bir değişiklik başlıyor. Genç hem zahirde ve hem bâtında Azizan hazretlerinin aynı olarak meydana çıkmaya başlıyor. Bu hal tam 40 gün devam ediyor ve 40. gün genç, altına girdiği yükün ağırlığından beka âlemine göçüyor. Fakat muradına ermiş ve ebedî saadete erişmiştir.
İnsan haddini bilmeli, yerini görmeli, kendini zillete düşürmemeli, kalkacağı yere oturmamalı, özür dileyeceği işi yapmamalı, izzet ve şerefini korumalı, kendisiyle alaya, istihzaya, hakarete, aşağılanmaya izin ve fırsat vermemelidir.
Daha bitmedi. Bir görev de öğrenip yaptıklarımızı başkalarına da anlatmak, dine davet ve tebliğ yapmak, bunun önüne engel konmuşsa, açmak için gereği neyse, mal ve canı ortaya koyarak onu yapmak. Yani cihad.