Yazılar

Neden Bu Merak Ertuğrul Efendi?

Bakınız aklına ne düşmüş Ertuğrul Özkök’ün. Odan dinleyelim: “Merak edip arkadaşlara sordum. Son yıllarda ramazan ayında camiye gidenlerin sayısında bir artış var mı?

Arkadaşlarımın elinde araştırma verileri ve istatistiki bilgiler yoktu. Sadece gözlemlerimizle konuştuk. Çoğunun gözlemi ve izlenimi şuydu:

Ramazan ve cuma günleri camiye giden insan sayısında belirgin bir artış vardı.

Şu Malum Zihniyet

19.08.2009 Çarşamba akşam haberlerinde Bağdat’taki patlama kadar kanımı donduran bir haber izledim. Dehşet verici olduğu kadar aynı zamanda utanç vericiydi de. Devlet ve bürokrasinin halkına karşı geldiği noktayı gösteriyordu.

Bence “Ergenekon” işte buralardan besleniyor, dal budak sarıyor ve hakkı, hukuku, özgürlükleri, halkın iradesini, yani demokrasiyi yiyip bitiriyordu. Bence bu aynen “İttihat ve Terakki” zihniyetinin nasıl da hayatiyetini devam ettirdiğinin açık bir göstergesiydi.

Açılıma Bir Teklif

Televizyonda haberleri izliyoruz. Evladı askerde can vermiş bir ana acıdan yarı baygın vaziyette sayıklar gibi konuşuyor:

“Başbakan Erdoğan’a benden selam söyleyin. Barışı hemen yapsın. Benim kuzum öldü, başka evlatlar ölmesin. Ben yandım, başka analar yanmasın…”

Ağlamamak mümkün mü?

Şimdi kendi kendimize konuşuyoruz:

Bu ana niye ağlıyor?

Teröristler yavrusunu vurmuşlar.

Peki onlar niye terörist olmuş?

Güya haklarını almak için.

Hak almak için öldürmekten başka yol yok mu?

İlim Adamının Özellikleri

Bu günlerde yeni bir kitap üzerine çalışıyorum. Yıllardır okudukça malzemesini dosyaya atardım.bu kitap ilim serisinin 5. ve son kitabı olacaktı. İlk dördü basılmıştı. Bu da yazılıp bitsin istiyordum. Malzeme çoğaldı. Anlaşılan bu seri daha da devam edecek.

Cepheye Kimleri Sürecekmişiz!

İnsanın olduğu yerde çürükler de olacaktır maalesef. Ve bu çürükler her meslekte de bulunur. Sözgelimi kendi mesleğim ilahiyatçıları düşünelim, “horozdan da kurban olur” diyenler gibi çürüklerimiz vardır mesela

Başörtülü hastaya bakmayan doktora ne dersiniz?

Mafya ile yemek yiyen, suç örgütü mensuplarıyla toplantı yapan hukukçular, başörtülü öğrencilerini derse almayan eğitimciler, vatandaşı tokatlayan yöneticiler, içeri aldıklarını işkence ile mahveden emniyetçiler vs. vs. bir sürü çürük elmalardan söz edebilirsiniz.

Acaba asker içinde de çürük elmalar olur mu?

Çok İlginç İtiraflar

Hem de bizi yakından ilgilendiren ve çok düşündüren itiraflar.

Kimden mi?

ABD Genelkurmay Başkanı Mike Mullen’den.

Mike Mullen, ülkesinin İslam alemini tanımaya çalışmak yerine kibirli davrandığını ve İslam ülkelerine eziyet etmeyi tercih ettiğini itiraf etmiş bir askeri dergiye yazdığı makalesinde.

Tespit yeride. Ülkesine yönelik çok sert eleştirilerde bulunduğu makalesinde Mullen, ABD'nin İslam dünyasını anlamadığını ve Obama döneminde başlayan anlama çabalarının da yetersiz olduğunu yazmış.

Darısı bizim yerli Mullen’lere…

İki Devlet

Devletler de insanlar gibidir; kimisi olgun, bilgili, tecrübeli, kendine güveni var, insana saygılı, hukuka gönülden bağlı ve ilkeli. Halkı adına var olduğunu bilir ve görevini yapmakla mutlu olur. Bilir ki güvenliği de, asayişi de, geleceği de bu ilkelere bağlı kalmasındadır.

İnfak Ve Tasadduk

İnfak ve tasadduk kelimeleri bizim medeniyetimizin en etkin ve sevimli sözcüklerindendir. Allah yolunda harcama yapma, birini maddî ve manevî besleme demektir.
İnfak ve tasadduk deyince genellikle yiyecek, giyecek, ilaç gibi dünyevi geçimlikler akla gelmektedir ve elbette tabiidir. Bir kavram olarak ‘nafaka’ da, gerek yakın akraba gerekse diğer insanlardan fakir ve muhtaç olanlara para ve geçimlik vermek, onların geçimini sağlamak, beslemek demektir.

Çok Çirkin Eğer Doğruysa

Şamil Tayyar’ın yazısını okuyorum. İnanılır gibi değil. Ama karşımızda Şamil Tayyar gibi yılların gazetecisi var. İnanmamak da elde değil. Okumayanlar da okumalı “Manisalı Malike Antep’te nasıl ihtilal yaptı?” başlıklı o yazıyı.(*)

Bu yazılanlar yalan yanlış, hatta eksik veya çarpıtma ise, Ak Parti derhal tekzip etmeli, değilse, sadece onlar değil, bütün siyasiler başlarını elleri arasına alarak düşünmelidirler. Bu arada Islahiye’lileri de teprik etmek gerekir. Çok duygulandım. Aferin onlara.

Rasmussen’e Hayır

Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı bizimkiler tam anlamadı ki Avrupalılar anlasın. Cümleyi şöyle kursak da olurdu, “Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ı Avrupalılar anlamadı ki bizimkiler de anlasın.”

Bu iki cümle, ülkemizdeki iki zihniyeti ortaya koyuyor. Demek batıda da hakkımızdaki zihniyetler değişik ki, benzer seyirleri müşahede ediyoruz.

Türkiye’de Müslümanlar, dindarlar, muhafazakarlar çantada kekliktir sistem yanında. Onlara danışmaya, görüşlerini almaya gerek yok. Siz ne karar verirseniz, onlar uymaya mahkum.

Nerden geliyor bu anlayış?

Sayfalar