Yazılar

Geçmişe Saygı

İslam, bütün yönleriyle birey ve aileyi esas aldığı kadar, aynı zamanda bir devlet ve toplum dinidir de.

Yazarlar Ve Yorumlar

Derler ki bir yalançı Mevlana’nın şemse olan aşkını duymuş ve ona giderek, “Efendim, şems geliyor” demiş. Mevlana ayağa kalkarak o adamı kucaklamış ve müjdelik olarak çıkarıp kaftanını hediye etmiş.

Adam gidince etrafındakiler, “aman efendim, bu yalançının tekidir, boşuna kaftanınızı verdiniz” demişler.

Aşk üstadı bu söze şöyle cevap vermiş: “Ben de biliyorum onun yalan söylediğini. Haber gerçek olsaydı kaftanımı değil, canımı verirdim.”

Hikmeti Faydası Ve Tarihiyle Oruç

Kur’an-ı Kerîm’in emirlerinden birisi de oruçtur: “Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara,183)

Bu ayette oruç emri verilirken, kısaca tarihine ve sebeb-i hikmetine, menfaatine de temas edilmiştir. Ayette geçen bu “mücmel” bilginin biraz “mufassal” hale gelmesi, biraz açıklanması gerekebilir. Biz de bu düşüncelerle bu gün bir büyüğümüzü, M. Hamdi Yazır Hocamızı davet ettik ve “ehlidir” diyerek bu işi ondan istedik. Ruhu şâd olsun bizi kırmadı ve anlattı:

“Geç Bu Ayakları”

Adamlar “ekonomi kötüye gidiyor” diye dert yansalar, dinlerim. Ben ekonomiden pek anlamam ama kulak veririm. “Neden acaba?” derim, merak ederim.

Adamlar, “asgari ücret çok düşük. Çalışanlar arasında gelir dengesizliği isyan ettirecek safhada. Artık bir reformun zamanı çoktan geçti” deseler, kalıbımı basarım.

Adamlar, “terör yine baş kaldırdı, bunun nedenleri üzerinde durulmuyor, çareleri araştırılıp soruşturulmuyor” deseler, ne diyorlar, ne çözüm getiriyorlar diye üzerinde yoğunlaşırım. Ve de teşekkür ederim.

Ölüye Tapınma Ve Gericilik

Mehmet Barlas, Sydney'in kuzey sahilinde annesini kaybettiği açıklanan bir aylık yavru balinanın, annesi zannettiği yata sürtünmeye çalışmasını konu edindiği yazının bir yerinde şöyle diyor:

“Bu tür arayışlar toplumsal düzeyde ise balinalarınkine benziyor.
Cansız varlıkları, binaları, eşyaları ana ve babalarının yerine koyup, onlara sürtündükleri zaman, öksüzlüklerinin ve yetimliklerinin sona erdiğine inanıyor toplumlar.

Bunu mesela Kuzey Kore'nin müteveffa diktatörü Kim İl Sung'a hala tapınılmasında görmüyor muyuz?

Kesip Atmayalım

Kur’an-ı Kerîm’in açık ifadesin göre bir müslümanın terazisinin iyilikler kefesi kötülükler kefesine galip gelirse, o mümin kurtulur: “Artık kimin tartıları ağır basarsa, memnun kalacağı bir hayata girer. Kimin tartıları da hafif gelirse, Onun barınağı ‘Haviye’ olur. Onun ne olduğunu bilir misin? Haviye, kızgın mı kızgın bir ateştir!” (Karia, 6-11.)

Bizim zamanımızda okullarda onlu not sistemi vardı. Bir öğrenci 4,5 tan 5 aldı mı sınıfını geçerdi. Oysa 5 ile 10 arasında yarı yarıya fark vardır.

Kıymet Bilelim

Bir önceki yazımızda İslam kardeşliğine dikkat çekmiş ve şöyle bitirmiştik: “Birbirimizin kıymetini bilmeli ve kusurlarından dolayı kesip atmayalım. Belki bunun yerine emr-i bil ma’ruf ve nehy’i anil münker yapalım, nasihat edelim, hak sözü kabul edelim.”

Biri Başbuğ’a Anlatmalı

Çiçeği burnunda Genel Kurmay Başkanı ilk ziyaretini doğuya yaptı. İyi de etti. Özellikle Diyarbakır‘da STK ile görüşmesi çok iyi oldu. Ben bu tür ziyaretleri önemsiyorum. Hatta bir adım daha atmalı, halkın içine de girmeli idi sayın Başbuğ. Mesela Diyarbakır Ulu Camiinde bir namazda halkla buluşmalı idi. ben bunu da önemsiyorum.

Şöyle denilebilir: “Bu namaz işi “fazla” olur. Her zaman namaz kılmayan biri, halk için camiye gitse, hem din açısından doğru değildir, hem de yanlış anlamalara, hatta yersiz karalamalara sebep olabilir.”

Herkes İşini Yapsa Ya!

Ders zili çalınca öğretmenin hala konuşma yapması öğrenciyi çok sıkar. Ezan okuduktan sonra vaizin konuşması da bıktırır genellikle. Konuşan ise, kaçırdığı gerçekleri anlatma derdindedir ve aşkla konuşur. Neden dersiniz?

Nutuk atmak, hem de seviyeli bir topluluğu karşı konuşma yapmak, hele de kendini beğenen ve şöhreti sevenler için az zevkli bir şey değildir.

Bazıları da “faydalı oluyorum” sanır, oysa ileride anlayacaktır ki hiç de değilmiş.

İbadetler de Çift

Allah Teâlâ her şeyi o engin hikmetiyle çift yaratmıştır. Kainatta tek, sadece O’dur. Halk arasında sık kullanılan “yalnızlık Allah’a mahsustur” sözü boş bir söz değildir. Bunu doğrulayan birçok ayetler vardır.

Nerede okudum bilemiyorum ama, bir gün İbn Arabî’den şöyle bir söz okumuştum: “Allah’ın bir haram kıldığına imandan elde edilen sevap, o haramı işlemeden ötürü elde edilen günahtan daha mı azdır, bilemiyorum.”

Başımı ellerimin arasına alarak epey bir zaman düşündüm. Aman Allah’ım, sen ne büyüksün. Sen bizi ne kadar çok seviyor ve esirgiyorsun, koruyorsun…

Sayfalar