Yazılar

Ortalığı Velveleye Verelim

Burada yazdığımız “Katil İsrail” yazısının daha mürekkebi kurumadan yeni katliamlar gerçekleşti. Televizyondan canlı katliam kanımızı dondurdu.

Evet, canlı yayında korna ve çığlık sesleri geliyordu. Spiker “tam da okulların dağıldığı saat” diyordu. Yollar öğrencilerle dolu ve rasgele bombalar yağıyor. İnsanların kimi doğrudan silahlarla, kimi yıkıntılar altında ölüyor. Herkes bir yana koşuyor. Ölümden kaçıyor insanlar, ama ölüm hangi taraftan gelecek belli değil…

İğrenç Kampanya

Bir kısım medyada iğrenç bir kampanya var.

Nedir o?

“Efendim, İsrail Gazze’yi vurmuştur ama, bir sorun bakalım niye vurmuştur?”

Üslubu hatırladınız mı?

Hani, “En Son Babalar Duyar” diye bir dizi vardı bir kanalda. Orada fırıldak, sahtekar, üçkağıtçı, beleşçi, tembel, asalak… ne sayarsan say bir damat vardı. Her haltı yer, karısı dayanamaz, evini terk ederek baba evine gelir her defasında hem de “artık bu son” diye diye. Ama kimse inanmaz tabi, gülerler ince ince.

Bir Tuğla Da Sen Koy

Bilindiği gibi I. Dünya Savaşından sonra mağlup sayılan Osmanlı Devleti parçalanmış ve emperyalistlerce işgal edilmişti. Bu işgaller büyük bir operasyona sebep oldular.

II. Dünya savaşıyla İslam dünyasından zahirde çekilen emperyalistler, aslında personel olarak gitmişlerdi fakat sistem olarak kalıcı bir şekilde oturmuşlardı adamları aracılığıyla.

Kürtçe TV. Hayırlı Olsun

Buradaki bir yazımızın başlığı “Neden Yalnız TRT? Neden 12 Saat?” idi.(*)

O yazıda Sayın Başbakanın Diyarbakır’da “Şimdi de TRT 2 de günde 12 saat Kürtçe yayın yapılacak” sözünü tenkit etmiştik ve demiştik ki:

“Bu bir müjde mi Allah aşkına?

Bırakın Kürtleri, bu bizim gibi Kürt olmayanları bile daha çok sinir etmekte, daha da öfkelendirmekte. “Aman ne lütuf!” diye alaya sebep olmakta…

Bunlar Ciddi Sorular

Necla Arat, Sabah Gazetesinden Nur Batur’un sorularına cevap vermiş.

Cevap verirken de bazı sorular sormuş.

Ciddi sorular bunlar.

Arat, Baykal’ın ‘Alacağız bunları kardeşim. Alışacaksınız’ sözüne karşı çıkıyor ve ‘alışmayacağız’ diyormuş.

Alışmayacak da ne yapacaksınız ki? “İntihal” skandallarıyla yaşadığınız üniversiteye geri mi döneceksiniz?

Baykal Kendini Harcıyor

Baykal arkasına kurmaylarını da alarak alelacele bir basın toplantısı yaptı Ergenekon’un yeni dalgası üzerine. İtirazı vardı yargıya. Gerekçesine kargalar bile güler.

Neymiş o?

Bunlar suç işlemezmiş!

Neden?

Devletin en üst düzeyinde görev almış öylesine kıymetli insanlarmış.

Yaa! Sahi devletin en üst düzeyinde görev almış öylesi kıymetli insanlar suç işlemez mi?

Mesela bir generalin suç işleme kabiliyeti, potansiyeli yok mu?

“İnançta Arınma”

“Mağluplar galipleri taklit eder” kuralını bilirdik amma, “galipler
mağlupları taklit eder” kanununu (!) bilmezdik.

Osmanlı’nın yerine yerleşen yeni devletler, ülkelerini işgal eden düşmanlarını yurttan kovdular, ama savaş bittikten sonra onları taklit etmeye başladılar!

Hayret doğrusu. Tarihte görülmemiş bir şeydi bu.

Neden Kaos İstiyor?

Adamı anlamak zor. Belki gerekmez de. Ama halkı etkileme ihtimali var ve bu da bizi ilgilendiriyor doğrusu.

Bu son Ergenekon dalgası için yaptığı apar topar konuşma öyle yenilir yutulur yanlışlıklar içermiyor. Normalde hiçbir hukukçu veya devlet adamı bunu yapmaz. Bu adamda ikisi de var ve de yapıyor.

Peki, ama neden?

Baykal bu kadar büyük bir hatayı bilerek niçin yapıyor acaba? Acaba bir “daralan çember” endişesi mi var?

Resmen yargıya müdahale yapıyor. Daha önce de Anayasa Mahkemesini “yoksa kaos çıkar” diye tehdit etmişti.

Tam Sırası

Bu gün sizlere bir hikaye anlatacağım. “Bu da nerden çıktı?” demeyiniz, tam sırasıdır. Umarım okuyunca bana hak vereceksinizidir.

Yahudiler Tevrat’ta, başından evlilik geçip zina eden kişinin ceza¬sını recim olarak buluyorlardı. Bunu gerektiğinde yüzyıllarca da uygulamışlardı.

Ancak hz. Peygamber (sav) zamanında bu suçun cezasını değiştirmişlerdi. Allah’ın koyduğu recm cezasını kaldırmışlar, onun yerine celde-¬deynek- ve teşhir cezasını koymuşlardı. Bu yüzden de dinden çıkmış, sapıtıp gitmişlerdi.

Bunu niye ve nasıl mı yaptılar?

Türkiye Cehenneme Gidiyor

İnternetten gazeteleri okuyorum, durmadan cinsel taciz, küçük çocuklara tecavüz, fuhuş, seks rezaletleri, uyuşturucu âlemleri, aldatma ve boşanma haberleri işleniyor.

Sıkılıyorum, tv. yi açıyorum, yine cinsel taciz, tecavüz ve öldürme olaylarının mağdurları, yakınları, yorumcuları…

Öfke var, tehdit var, “asalım, keselim”ler gırla gidiyor.

Bunlar boş laflar. Siz hiçbir şey yapamazsınız.

Yapamazsınız, çünkü o hakkınızı kaybettiniz.

Tekrar kazanamaz mısınız?

Kazanırsınız elbette, ama önce bu kafayı değiştireceksiniz.

Sayfalar