Yazılar

Baykal’lı Ciddiye Almak mı?

Ne kadar da çok tartıştık şu “CHP ve çarşaf” meselesini…

Bakıyorum günlerce bu mevzu, mevzi değiştirmiyor medyada. Koca koca adamlar, kelli felli yazarlar, düşünürler, ilim adamları bunu tartışıyor.

Solcular neyse, tesadüfen de olsa başkanları gündem oluşturacak bir pozisyon yakalamış, onlar bunu değerlendirerek propaganda yapmaktalar ha bire. Ya bizimkilere ne oluyor?

“Yangın Var!”

Bir zamanlar bir gazetede okumuştum, insanlar bir sinemada koltuklarında oturmuş kibar kibar film seyrederlerken, birden bir ses duyarlar: “Yangın var!”

Herkes yerinden ok gibi fırlar ve kapıya doğru koşarlar. Ama aynı anda telaş ve korkuyla kapıya koşan bu insanlar, bu paniğin cezasını çok acı olarak çekerler. Çünkü koridor ve kapı önünde birbirini sıkıştıran bu insanlar, kendi kendilerini tutmakta ve içerde istemeden birbirlerini tutsak etmektedir. Gerçekten de birçok insan, yanan binadan sağ çıkamaz.

Dedeler Hangi Okuldan Mezunlar?

Dedelere maaş verilecekmiş.

Verilsin canım, devletin bir Eurovision şarkı yarışmasında bir şarkıcıya verdiği parayla bir yıllık dede maaşları verilir.

Devletin bir sürü işe yaramaz yerlere saçılan parası yok mu? Biraz da gariban dedelere verilsin.

Devletin iş görmez şişman balerinlere(!) ömür boyu maaş vermesini yadsımayanlar, dedelere verilecek paraya ne diyebilirler ki?

Evet, biz meselenin parasal yönünde değiliz. Biz, ehliyet açısından bakıyoruz meseleye. Ehliyet, adalet, eşitik açısından.

“Alevî”lik nedir?

Doğru dürüst bilemiyoruz.

“Vatan Sağolsun Demeyeceğim”

Diyarbakır’da şehit olan er İsmail Uygun’un acılı annesi böyle diyor: “Vatan sağolson demeyeceğim.”

Bunu bir anne diyor. Bir şehit annesi…

Evladını yitiren Sultan Uygun, önce torunu Beyza’ya sarılıp ağıtlar yaktı sonra yüreğindeki acıyı kelimelere döktü:

"Oğlumun komutanı, namaz kıldığı için tepki gösteriyormuş. Onun gibi diğer kısa dönem askerler masa başında otururken 3 aylık er olan İsmail'im günde 7 saat nöbet tutuyormuş. Oğlum komutanına söyleyemiyordu ama bunları telefonda bize söylüyordu.

Yeter artık!

Bir sorunu otuz yıldır teşhis edip çözemedik.

Nerde bizim aklımız, tedbirimiz, tecrübemiz, çaremiz?

Bu kan durdurulmalı.

Kim yapacak bunu?

İktidar yapacak ama yapamıyor.

Neden?

Bunun için çare arayan iktidar, aldığı tedbiri rahat alamıyor.

Neden?

Herkes karışıyor da ondan.

Acaba asker bu çareye ne der?

Acaba yargı ne der?

Acaba medya ne der?

Acaba muhalefet ne der?

Acaba istihbarat ne der?

Acaba dış güçler ne der?

“Yahu kim ne derse desin,” diyemiyorsunuz.

Sistem böyle.

Kalbimiz Hep Oralarda

Alemlerin Efendisi Sevgili Peygamberimiz, Allah Teâlâ’nın methettiği, beldelerin en kıymetlisi olan Mekke-i Mükerreme’den, aziz vatanından ayrılıyordu hicret esnasında. Devesini Harem-i şerife doğru döndürüp, mahzun bir halde; "Vallahi! Sen, Allahü teâlâ’nın yarattığı yerlerin en hayırlısı, Rabbim katında en sevgili olanısın! Senden çıkarılmamış olsa idim, çıkmazdım. Bana, senden daha güzel, daha sevgili yurt yoktur. Kavmim beni, senden çıkarmamış olsalardı, çıkmaz, senden başka bir yerde yurt, yuva tutmazdım" buyurdular.

Zoru Başarmak

Adımlarını sağlamca yönlendirenin, yolunu aydınlık olarak belirleyenin Allah Teâlâ olduğunun bilincinde olan bir inanmış kalp, Allah'a bağlanmış bir kalptir. Allah'ın varlığı, otoriter ve egemenliği hakkında şuur düzeyinde asla yanılgıya düşmez bir kalptir. Böyle bir bilinç taşıyarak Allah'ın yolunu takip eden bir kalple, söyler misiniz, hiç tereddüt geçirme veya sapma bir arada olabilir mi?

Mehmet Bedri İncetahtacı

Yıllar önceydi. O zamanın Hakyol Vakfı Kahramanmaraş şubesi başkanı sevgili kardeşim Salih Özsağır, Gaziantep’teki şubeleri için bir konferans talebinde bulunmuştu. Böyle şehirler arası konferansları pek kabul etmezdim o zamanlar ama, meslektaşımı da kıramazdım. Gittik, konuştuk.

Dinleyiciler arasında birisi dikkatimi çekmişti. Sempatiklik ile ciddiyeti güzel bir şekilde bağdaştıran bu insan, konuşmayı dikkatle takip ediyordu.

Türkiye’nin Tek Sosyalist Partisidir AKP

Evet, bazıları hala kızadursun, artık bilinmedik bir şey değil bu. Yurt dışında zaten öyle idi. Artık yurt içinde de öyle olduğunu gözü olan herkes görüyor, aklı olan herkes kabul ediyor.

Bakın AB de CHP ile sorun yaşayan sosyalist partiler AKP ile yaşamıyor. Hatta CHP yi sosyalist enternasyonalden atmayı gündeme alanlar, CHP yi mahkûm ederken, AKP ile rahat anlaşabilmektedir.

Neden böyle?

Kavram kargaşasından başka bir şey değildir bu. Ülkede batman çağıla karışmış. Ölçüler bozuldu ve tartılar aklı karıştırıyor. Değerler tepetaklak.

Bu Kadar Da Olmaz

Bizde “bu kadar cehalet ancak tahsille olur” diye bir söz var.

CHP ve ADD nin başını çektiği bir kesim var ülkede. Onlara bakıyorum da şaşıyor, hayret ediyorum doğrusu, bu kadar cehalet nasıl olabiliyor diye.

Yıllar önce de yaşamıştım böyle bir şaşkınlığı. Sene 1978 idi galiba. Anadolu’nun ücra bir şehrinin bir dağ kasabasında, lisede din dersi öğretmeniydim. Ankara’dan çalıştığım liseye anarşi çıkarsın diye özel olarak bir öğrenci getirtmişlerdi solcularımız.

Sayfalar