Yazılar

Şeytanla Sohbet

Hayal âleminde şöyle bir dolaşırken uzakta yol üstünde yatan birisine rastladım. Yanından geçerken “uyanıksa bir selam vereyim” diye bakınca bir de ne göreyim; yatan şeytan değil mi?

Haliyle birden şaşkınlığımı gizleyemedim ama aniden başımı çevirdim mel’undan ve “Şeytan görsün yüzünü” diyerek yoluma devam etmek istedim. Fakat o bir anlık şaşkınlığımdan faydalandı ve bana laf attı:

“İlkeler” yeşillik mi?

Kendilerini “solcu, laikçi, ulusalcı” diye adlandıran bir cephe, konumunu kaybetmeden kaynaklanan korkunç bir kin ve nefretle, biraz da hasetle, kıskançlıkla halka karşı, halkın dinine, kültürüne, medeniyetine, örf ve adetlerine karşı amansız bir kavgaya girişmişlerdir.

Aslında bu kelimelerin yan yana gelişinde gerçekten büyük bir garabet ve yanlışlık vardır. çünkü sosyalist enternasyonel ile ulusalcılık yan yana nasıl durur? Düşünmesi bile bir garip!

Ama burası Türkiye. Burada ilkeler yemekte yeşillik, sohbette çerez. Ya da acıkınca yenen cinsinden “helvadan putlar”…

Sosyal Deprem

Asırlar öncesinde bir sosyal deprem yaşamışız. Şimdi yaşadığımız "buhranlarımız" hep ondan sonra gelen artçı depremlerdir.

Said Halim Paşa'yı tekrar okuyorum. Güncel meselelerimize o kadar yakın ki; mübarek sanki ölmemiş, aynı zamanı paylaşıyoruz. Gördüğüm bir fark var sadece; onun tehlikesini yazıp korktuğu şeyi, bizim gerçekleşmiş görüp yaşıyor ve yazıyor olmamız.

Son Gülen

Deme niçin şu şöyle,
Yerindedir ol öyle.
Sen sonunu seyreyle.

Mevla görelim neyler,
Neylerse güzel eyler.

Ruhun şad olsun İbrahim Hakkı Efendi. Bu kadar güzel sözleri ne kadar rahat söylemişsin öyle! Hem de kitap dolusu hikmeti birkaç mısrada böyle…

Evet, “önemli olan sondur”, çünkü “itibar sonadır” ve “son gülen iyi güler.”

Ağlayan kim ve neden mi böyle söyledim?
Okuyalım, anlarız:

Tebrikler Aysun

Star tv. “Flaş… flaş…” diye duyuruyor haberi. Sonra da detaylı veriyor.

Olay flaşlık değil, basit ve sıradandır aslında. özeti şu:

“Filenin sultanlarından, Türk Voleybol Milli Takımı’nın ve Vakıfbank Güneş Sigorta Kulübü’nün kaptanı Aysun özbek'in tesettüre girdiği ve voleybolu bıraktığı belirtildi.

5-6 yıl önce beş vakit namaz kılmaya başladığı takım arkadaşlarınca bilinen Aysun özbek, bir yıllık daha sözleşmesi bulunan Vakıfbank Güneş Sigorta yöneticilerine, "Bu yıl hacca gitmek istiyorum" diyerek voleybolu bıraktığını söyledi.

Önder Sav Utandı mı?

www.habervaktim.com’dan okuyoruz: “Parlamento'da görev yapan gazeteciler, Elmadağ'da görüştüğü bir partiliye, "Hacca gidip Araplara para kaptırma. Bakarsın Muhammed seni orda bırakmaz" demesi üzerine tepki çeken önder Sav'a soru sormak için CHP Grup Salonu'nun girişinde beklemeye başladı. Ancak önder Sav, Grup toplantısına gelmedi. önder Sav'ın grup toplantısına katılmaması, 'soru sorulacağını bildiği için gelmedi' şeklinde yorumlandı.”(1)

Önder Sav Ve Terbiye

Sevgili Peygamberimize özel ismiyle “Ya Muhammed” diye seslenmek, edep ve terbiyeye aykırı sayılarak saygıda kusur kabul edilmiştir. Onun için ashab-ı kiram O’na “Ya Resulullah”, “Ey Nebi”, “Ey Efendimiz” ve çoğunlukla “anam babam sana kurban ya Resulullah” diye hitap ederlerdi.

Cumhurbaşkanı Erbakan’ı Affetmeli

Lafı hiç dolaştırmadan söyleyelim, Cumhurbaşkanı eski başbakan Erbakan’ı affetmeli ve bir iç sızısından, bir yürek burkuntusundan bu milleti kurtarmalı. çünkü bu millet ayakta yürüyemeyecek kadar hasta ve yaşlı haldeki eski bir başbakanı tutuklu görmekten ıstırap duyuyor. Konuştuğum, görüştüğüm insanlar bunu istemiyor.

“Ama suçlu, çeksin cezasını” diyerek itiraz edenlere cevap basittir: “Ahmet Necdet Sezer anarşist ve teröristleri af ettiği zaman nerdeydiniz?”

“Flört de Zinaymış”

Böyle başlık atmış Radikal Gazetesi.

Alt başlıkta da şunları yazmış: “Diyanet’e göre flört gayr-i meşru ilişkiye girip zina sayılıyor, yabancı bir kadınla erkeğin yalnız kalması yasak, kadının dışarıda parfüm sürmesi edepsizlik.”

Ya şu cümleye ne dersiniz: “İnternette dini bilgi almak için Diyanet İşleri Başkanlığının sitesine girenler, cinsel hayat ve yasaklarla ilgili yazılar karşısında şaşkına döndü.”

“Tarık Işık’ın haberi 4. sayfada.”

“Flört de Zinaymış”

Böyle başlık atmış Radikal Gazetesi.

Alt başlıkta da şunları yazmış: “Diyanet’e göre flört gayr-i meşru ilişkiye girip zina sayılıyor, yabancı bir kadınla erkeğin yalnız kalması yasak, kadının dışarıda parfüm sürmesi edepsizlik.”

Ya şu cümleye ne dersiniz: “İnternette dini bilgi almak için Diyanet İşleri Başkanlığının sitesine girenler, cinsel hayat ve yasaklarla ilgili yazılar karşısında şaşkına döndü.”

“Tarık Işık’ın haberi 4. sayfada.”

Bakıyoruz ilgili sayfaya, başlık bir âlem: “Yapma Diyanet, etme Diyanet!”

Sayfalar