Yazılar

Vakitçiler Kıs Kıs Gülüyordur Herhalde

İlkokuldayken “Bir Fındık Düştü Daldan” diye bir hikâye okumuştum. Bir tavşan bir fındık ağacı altında uyurken hafif bir rüzgâr eser ve başına bir fındık düşer. Korkuyla fırlar yerinden ve rasgele bir yere kaçmaya başlar. Karşısına çıkan sorar, o da “biri taş fırlattı” der mesela. Bu haber kulaktan kulağa değiştirilerek ve abartılarak gider ve ormanlar kralına “ormana bir düşman ordusu girdi” şeklinde ulaşır. O da ordusunu hazırlayarak sefere çıkar düşmanı karşılamaya…

Yargı Semah Ve Mesaj

Zaman’dan alınan bir haber dikkatimi çekti: “Yüksek Yargı'yı ‘semahla’ karşılayacaklar.”

Acaba böyle bir şey olur muydu? Daha açıkçası, yüksek yargı buna izin verir miydi? “Sanmam” dedim ama, duygularımı da not ettim.

Ama olay gerçekleşti. Benim onlar namına gösterdiğim hassasiyeti yargıçlar kendileri için göstermemişlerdi. 01 Haziran 2008’de www.habervaktim.com’da olayı okudunuz. Vakit Gazetesi de olayı manşetten verdi. Ben o duygularımı değiştirmeden yayınlamak istiyorum.

Birand Anlamamış Anlatalım mı?

Mehmet Ali Birand başlık atmış:

- “Anlamadım: Müslümanlara baskı mı yapılıyor?”

- Yoo! Ne münasebet üstadım. Olur mu öyle şey!

- “Olmaz” diyorsunuz ama Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosunda yaptığı konuşmada, bir soruya yanıt verirken, bakın neler söylemiş?”

- Neler söylemiş?

Gel De Hayıflanma!

Elin ecnebîsi kalkıp akıllı mantıklı laflar ediyor, bizim ecnebîler (!) burada saçmalayıp duruyor. Gel de hayıflanma!..

Bakar mısınız Allah aşkına: “Türkiye'de Müslüman çoğunluk da dinî özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor" sözleri nedeniyle ağır biçimde eleştirilen Dışişleri Bakanı Babacan'a destek, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk'tan geldi. Lagendijk: ‘Bu yüzden bakanı eleştirmek aptallıktır’ dedi.”

Önce Özgürlük

Anayasa Mahkemesi kararını verince aklıma Nasreddin Hoca geldi. Hani Nasreddin Hoca’ya sormuşlar:

- Hocam, abdestsiz namaz olur mu?

- Hayır, olmaz!

- Ama ben kıldım, oldu!

İşte bu kadar basit: “Ben yaptım oldu”

Gün boyu haberin yorumlarını izledim uzmanlarından. Anayasa Mahkemesinin kararları “skandal” olarak anlaşıldı medyada çoğunlukla. Hatta 367 skandalından da büyük bir skandal dendi. CHP ve DSP hariç, sevenleri ve yandaşları bile açıkça savunamadılar kararı. “Aslında yasaya aykırı ama yorum yaptı. Olabilir” gibi cılız ifadelerle geçiştirdiler.

İslam’sız Olmaz

Son zamanlarda sık kullanılan “Ortadoğu’da Türkiye’yi hesaba katmayan hiçbir plan tutmaz.” diye bir söz var. Doğruluğu kanıtlanmış bir söz. Bu zamana kadar aksine bir tutum sergileyenler, hep yanıldılar, emekleri heba ve kendileri perişan olarak ortada kaldılar.

“Ben de Sakal Bırakacağım”

“28 Şubat Post Modern Darbe” sürecinde Başörtüsü yasağının yoğun uygulandığı günlerde bir mecliste öğretmen arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Söz dönüp dolaşıp başörtüsü yasağına geliyor.

O günlerde bizim İmam Hatip Lisemiz de yoğun baskılar altındadır. “İlle de yönetmeliği uygulayacaksınız” diyorlar müdürümüze. O ise çırpınıp duruyor. Bir yandan öğretmenlerle istişare ediyor, “asla, sonuna kadar dayanacağız” tepkileri karşısında maneviyatı güçleniyor, bir yandan da gelen baskılar sebebiyle yeniden “ne yapalım?” telaşıyla tekrar soruyor…

Papaz Ve Askerî İstihbarat

Vay be!.. Bunu da mı duyacaktık?!..

Yaşa ki neler göresin!

Eski Papaz İlker çınar'ın askeri istihbaratın elemanı olduğu ortaya çıkmış:

“Misyonerlik tartışmalarının zirve yaptığı 2005 yılının en çok konuşulan ismi eski papaz İlker çınar, uzman çavuş çıktı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı istihbarat elemanı olduğu tespit edilen çınar'ın papazlık yaptığı dönemde Emekli Sandığı'na düzenli olarak pirimleri yatırılmış.

Bize Böyle Öğretmişlerdi

Evet, Bize Böyle öğretmişlerdi.

Demişlerdi ki, yargıç, önündeki kanuna bakar. Kanunda yazılı suç ve ceza neyse, beğense de beğenmese de ona göre davranır. Burada onun aklı, mantığı, duyguları ve hukuk bilgisi çalışmaz. Bunları işe karıştırmaz.

Hatta sanırım Sami Şelçuk idi. Bir tv. konuşmasında uçuk bir misal vermişti. Demişti ki:

Başbakana Dershanelerde Destek

Başbakan Recep Tayip Erdoğan İzmir’de bir konuşma yaptı dershaneler üstüne ve bir yerinde dedi ki:

“Biz akıl sahibi, insaf sahibi, izan sahibi olanları, bu noktada dayanışmaya davet ediyoruz. Hatta bu noktada desteğe davet ediyoruz.”

Değindiği sorunlar şunlardı:

“'Niçin acaba öğrenciler üniversite hazırlık kurslarına giderler? Bunu anlamakta zorlanıyorum.”

“Bakıyorsunuz en güçlü liseden, fen lisesinden, Anadolu lisesinden mezun oluyor, o bile hazırlık kursuna gidiyor, bu bir garabet.”

“Bundan ülkemin kurtulması lazım. Milletçe kurtulmamız lazım.''

Sayfalar