Yazılar

Aman Dikkat

Evet, bulanık suda balık avlamak isteyen çeteler ve yandaşları şimdi ellerini ovuşturuyorlardır herhalde. Dumanlı havayı seven kurtlar, tepelerden seyrediyorlardır ortamı.

Sanırım içlerinden “Hadi Baykal, biraz daha ger. Biraz daha ‘rejim’ de. Biraz daha ‘cumhuriyet elden gidiyor’ de. Biraz daha laiklik sosu ekle üzerine. Biraz daha ‘uyan’ edebiyatı yap. Biraz da Anayasa mahkemesini tehdit et, tıpkı 367 de olduğu gibi. Hadi Baykal, gözünü seveyim.” diyorlardır. “Biraz daha ger, bu kadar yetmez bizim için.”

Birlik Ve Bölücülük

Sadece bu ülkede yaşayan değil, hangi ırk, renk, dil ve coğrafyadan olursa olsun bütün Müslüman kardeşlerime şu olayı ve hakkında inen ayetleri bir kere daha hatırlatmak isterim.

”Rivayet olunuyor ki, Şemmas b. Kays isminde bir yaşlı yahudi varmış. Küfrü ve müslümanlara karşı hiddeti, kini ve çekememezliği pek şiddetliymiş.

Birliğin Düşmanı Cehalettir

İslam, imana dayalı olarak önce inançlı kalplerde kurduğu birlik ve beraberliği, aile ve topluma yayarak hayatın her alanına taşımıştır. Zaten inancı bir, ibadetleri bir, davranışları bir olan toplumlarda, birlik kendiliğinden oluşur. çünkü din kadar akıl ve mantık da birlik ve beraberlik ister. çünkü birlik ve beraberlik güç demektir, kazanç demektir, barış ve huzur demektir, mutluluk demektir.

Kur’an, kardeş saydığı inananlarını İslam etrafında birlik ve beraberliğe çağırıyor, tefrikadan, ayırımcılıktan, bölücülükten ve ırkçılıktan sakındırıyor.

Bunlarla mı Uzlaşma?

Hep merak ediyorum, şu “uzlaşma”yı ağzından düşürmeyen parti ve siyasiler, eğer CHP, AKP’nin aldığı oyla iktidarda olsaydı, aynı şeyleri söylerler miydi?

“Gelin şu başörtüsünü uzlaşarak çözelim” der miydi mesela? Mesela “Şu katsayı adaletsizliğini kaldıralım” der miydi?

“Dindar insanların korkularını giderelim” gibi bir dertleri olur muydu dersiniz?

Tereddüdünüz varsa, bir fikir vermesi için işte size küçük bir örnek olay:

Fatih çekirge anlatıyor:

Halkla Uzlaşmaya Bakın

“Demokrasilerde esas, halkın iradesine saygıdır” diye sürekli söylenir durur.

Yasama, halkın iradesi doğrultusunda kanunlar yapacaktır. Tabi insan haklarına, özgürlüklerine ve azınlık hak ve özgürlüklerine de saygı ve korumayı esas alarak.

Hükümetin vazifesi ise elindeki yasal yetkilerini halkın çoğunluğunun isteği doğrultusunda çıkarılmış kanunları uygulamaktan başka bir şey değildir.

Demokrasilerde yasa çıkana kadar herkes fikrini söyler. Ama çıktıktan sonra da herkes ona uyar. Uymayanlar da olabilir. Tabi bedeline katlanmak kaydıyla.

Kaostan Beslenenler

Benim evimde kaos yok. Mahallemde de yok. Dün şehre çıktım, gezdim dolaştım, orada da yok. Can sıkıcı haberler var ama, kaos maos yok.

Akşama doğru eve geldim ve gene duramadım, haberler gelince MAB’ı açtım. Hay açmaz olaydım, evin içi kaos doldu!

MAB gözleri fal taşı gibi açılmış, ne kadar “cin gibi” olduğunu kanıtlamak istercesine sağa sola bakarak heyecanla anlatıyor; “işte korkulan olmuş, üniversitelerde kaos olmuş, ülkede kaos varmış, her şey ortadan ikiye çatlamış…”

Şimdi Neredeler?

çok sayın rektörlerimiz, hatırlarsanız bir önceki yazımızda “gidici” olduğunuzu yazmıştık. Elinizde kalan şu birkaç aylık fırsatı iyi değerlendirin demiştik. “Bak Nur Sertel nasıl becerdi? İyi bir iz bırakın, iyi bağırın çağırın, iyi kavga verin, iyi savaşım verin ve yaklaşan seçimlerde aslan sosyal demokratlardan bir makam koparın. Tuncay’a bırakmayın ortalığı. Zaten alacakları kaç koltuk kaldı ki?” demiştik.

Üniversite ve Darbe

Günlerdir onlar “kaos var” diyor, biz “kaos maos yok” diyoruz.

Onlar “Bak gördünüz mü? Kaos var işte. Biz demiştik” diyorlar, biz “üç tane çocuk bağırıyor, muz vererek mi topladınız?” diyoruz.

ülkede kaos gerçekten yok ama üniversitelerde kafalar karışık.

Neden böyle?

Herkese akıl verecek en bilgili, en olgun, en oturaklı insanlar, ikide bir neden hep beraber cübbelerini giyer ve kâh sokaklara, kâh Anıtkabir’e doğru yürüyüşe geçerler?

Neden koca koca proflar, sınıf öğretmenleri kadar olsun özgür düşünemez ve davranamazlar?

Bu Fırsat Kaçmaz

Akşam Gazetesi”nde 6 Martta ön sayfada bir resim. Başında başörtüsü, ayağında mini eteğiyle bir kız. Ellerini semaya açmış dua eder gibi. Dikkat ettim, dua etmiyor, göğsüne yapışmış kırmızı beyaz bir afiş taşıyor. Afişte şunlar yazılı:

“BİRLİĞİZ, OMUZ OMUZAYIZ, BU YASAĞA KARŞIYIZ”

Resmin altında şunlar yazılı: “Boğaziçi üniversitesi’inde türban eylemi. Mini etekli kızlarla erkek öğrenciler, başlarını örterek türbanlı arkadaşlarına destek verdi.”

Teşekkürler sevgili kızlarım, teşekkürler sevgili gençlerim.

İşte bu kadar.

İmdada Koşmak

Bu gün Amerika, İngiltere, İsrail ve onların dümen suyunda giden bazı Hıristiyan ülkeleri, müslümanların ülkelerine saldırıyorlar. Memleketlerini işgal ediyor, mallarını yağmalıyor, izzetli insanlarını zelil ediyorlar. Kimisini öldürüyor, kimisini zindanlara atıyorlar. Zindanlarda yaşanılanlar ise ölümden beter.

Dünyaya medeniyet ve demokrasi götürme iddiasında olanların emrindeki kimi hayvanlar, genç kızların, taze gelinlerin, hatta yaşlı kadınların iffetlerine saldırıyor, ırzlarına geçiyor, namuslarını kirletiyorlar.

Sayfalar