Yazılar

İlmin İzzeti

Allah Teâlâ’nın hiçbir şeyi abes olarak yaratmadığı malumdur. Erbab-ı marifet bunu bilir ve her yaratığı sever yaratandan ötürü, her olanı hayır bilir o seçti diye, gamdan kasavetten azade olur, o takdir ettiği için. Onların semtine uğrayamaz stres denilen sersem. Allah varken psikologa gerek duymaz da, gitmezler de onlar. Zikir varken huzur için hap yutmazlar.

Alimler ve Kitaplar

Biz mantıktaki önermelerden sonuçlara, kıyasta illet birliğinden benzer hükümlere gittiğimiz gibi, bazı görüntülerden bazı sonuçlar çıkarırız ve genellikle de yanılmayız. Tabii olanı da budur zaten.

Mesela bir adamın evine misafir olduk. İçeri buyur edildiğimizde gördüğümüz ilk manzara bütün duvarların boydan boya kitaplıklarla çevrildiği ve içinde irili ufaklı renge renk kitaplarla dolu olduğu ise, aklımıza ilk hücum eden düşünce ne olur?

Bel’am Bilinci

Bir kısım makamlarda bin bir çile ile, ısırıcı kralların ve lanetli Bel'amların tehdidine, azgın sistemlerin zulmüne rağmen İslam’a hizmet edenlere, sonsuz saygı duyuyor, minnet duyuyor, dua ediyoruz. Allah razı olsun avuçlarında kor taşıyanlardan, "Asır" suresi kahramanlarından...

Zalim saraylara bağlı, zalim sistemlere bağlı Bel'amların sırtlarından “ülema” cüppesini sıyırmadan, onları peygamber kürsüsünden alaşağı etmeden, İslamî hareketin sağlıklı yürüyeceğini beklemeyelim.

“Başımızın Belaları”

Adam ayak ayak üstüne atmış, edeb yok, nezaket yok, ama gurur çok, kibir çok; entellektüel bir hava estirerek ayet okuyor, yorum yapıyor, hüküm çıkarıyor.

İctihadının amacını merak ediyoruz, sonuçta batı uygarlığı çıkıyor, liberalizm çıkıyor, çağdaşlık çıkıyor, laiklik çıkıyor, resmi ideoloji çıkıyor, kirli düzen çıkıyor.

Bir de kınadıklarına bakıyoruz, yobaz çıkıyor, gerici çıkıyor, softa çıkıyor.

Kim bunlar diye merak ediyorsunuz, altından müslümanlar çıkıyor!...

Aynı İnsan Aynı Korkular

Peygamberler tarihine baktığımızda şunu görüyoruz; ilk inananlar, çok heyecanlı, coşkulu ve fedakar oluyorlar. Dinlerini yaşadıkça gönüllerindeki aşk ateşi parlıyor, gönül telleri daha bir canlı inliyor, inançları uğruna yardan ve serden daha bir rahat geçe biliyorlar. Eziyetler ve işkencelere aldırmadan dinlerini yaşıyor, bu yaşama ile hayatın zorluklarına katlanabilecek enerjiyi elde edebiliyorlar.

Sırası Gelince

Bu günlerde Hayrettin Karaman Hocanın Hatıralarını okudum. Onunla beraber bazı olayları yeniden yaşadım diyebilirim. Çünkü hocanın anlattığı yetmişli yıllardan sonraki olayların eğitim, fikir ve siyasetle alakalı olanlarının içinde sayılırdık. O zamanlar “Nesil” dergisini Kayseri’de bizler getirtir ve dağıtırdık. Hocanın ilim adamlarının ve ilim yolcusu öğrencilerin siyasetle arasını mesafeli tutuşuna şahittik ve haklı da görüyorduk. Hoca, “şimdi okuyun, öğrenin, okul bittikten sonra karar verirsiniz; ya eğitim ve irşat, ya da siyaset yaparsınız” diyordu.

Yanlışa Tavır

Adam utanmadan sıkılmadan açıktan ırkçılık yapıyor. Hatta bu yüzden Müslümanların kanlarının dökülmesine fetva veriyor. İş fetva ile kalsa, maalesef kanlar dökülüyor, canlar ölüyor, mallar zayi oluyor, ama onun etrafındaki Müslümanlar, o ırkçı melunu uyarmıyor, uyarsa da dinlemediğini görünce terk etmiyorlar. Yanlış olduğunu söyleseler de, dostluğu bitirmiyorlar.

Peki bu İslam’ın en önemli emirlerinden olan “Hubb-u lillah, buğz-u fillah”, yani “Allah için sevme ve Allah için buğzetme” ilkesine ters düşme olmuyor mu?

Bir Millet Nasıl Bozulur?

Bir millet nasıl bozulur ve helake gider, Kur’an ve sünnet bunu ayrıntıları ile açıklamıştır. Bunlardan birisi de iyiliği emretme ve kötülükten nehyetme ilkesinin çiğnenmesi, bireysel ve toplumsal duyarlılığın kaybolması ile yanlışa gerekli tepkinin yapılmamasıdır.

Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm) Efendimiz Benî İsrâil'den misâl vererek onların irşattaki bu ihmalleri ve lâubalilikleri yüzünden felâkete uğradıklarını belirtir:

Utanmak mı Dediniz?

İki değerli insanı, Mahinur’u Merve’nin yanına koyarak soruyor “bizimkiler”: “Acaba utandılar mı?”

Bu bir üslup meselesi herhalde. Yoksa sanmam ki onlardan bunu gerçekten beklesinler!...

Mehmet Akif Merhum şöyle demişti:

Göster Allah’ım bu millet kurtulur tek mucize,
Bir utanmak hissi ver gaib hazinenden bize…

Utanmak gerçi her yaratılmış fıtratta vardır. İyi ama, kimileri o fıtratla kavgalı ise ve utanmazlığı seçmişse, elden ne gelir?

Pes Doğrusu

Evet, pes doğrusu!

Adam bu kadar mı olur?

Anayasa çalışmalarına baştan karşı çıkacaksın, kısmi bile olsa değişikliklere karşı çıkacaksın, kökten değiştirmeye karşı çıkacaksın, “bırak sen anayasayı manayası, sen ekonomiye bak, senden ne hak, ne özgürlük isteyen yok” diyeceksin…

Bunu yıllarca diyeceksin…

“Bunu da sana güvenmediğimiz için yapıyoruz” diyeceksin…

“Onu da biz yaparız, senin işin değil” diye halkın iradesini hiçe sayacak ve faşizan söylemleri ayyuka çıkaracaksın…

Sayfalar